BEYNİN AKSİYEL TOMOGRAFİK ANATOMİSİ (CT OF BRAIN ANATOMI)-I











Parietal lob:

Çeşitli duyu organlarından gelen bilgileri birleştirmede önemli rol oynar. Ayrıca nesnelerin kullanılması ve bazı mekansal görüş işlemelerinde parietal lobun kimi bölümleri rol alır.


Beynin primer motor fonksiyon alanı presantral girusta lokalizedir ve Brodman’ın 4. alanı olarak adlandırılır.

Primer duyusal fonksiyon alanı ise postsantral girusta Brodman’ın 3, 1, 2. alanlarına lokalizedir.

Bu iki farklı fonksiyonel alan santral sulkus ile birbirlerinden ayrılmaktadır.




Frontal lob:

Beynin ön tarafında yerleşimli bilinçli düşünmeden sorumlu olan beyin bölgesidir.
Frontal korteksin arka kısmı olan motor korteks ve premotor korteks, motor kontrolden sorumludur.
Prefrontal korteks olarak adlandırılan daha ön kısımlar ise davranışın kontrolünde önemli rol oynamaktadır.




Korpus kallozum :

Beyin hemisferleri arasındaki ana iletim
yoludur.
Her iki hemisferdeki homolog alanlar arasındaki duyusal,
motor ve bilişsel bilginin iletilmesinde bütünleştirici bir rol
oynar.
Dört bölüme ayrılır; rostrum, genu, gövde (body) ve
splenyum.




Bazal ganglionlar
:

1. Kaudat nükleus
2. Putamen
3. Globus pallidus medial,lateral

Korpus striatum:
1. Kaudat nükleus
2. Putamen

Lentiform nükleus:
1. Globus pallidus medial,lateral
2. Putamen

Bazal ganglionun ana bileşenleri striatum, pallidum, substansiya nigra ve subtalamik nükleustur.
Bunların en büyüğü olan striatum beynin pekçok bölgesinden ileti alır ama sadece bazal ganglionun elemanlarına ileti gönderir. Pallidumun girdileri striatumdan gelirken buradan çıkan iletiler aralarında korteksin motor alanlarıyla ilişkili olan talamus kısımlarının da olduğu bazı motor bölgelere gider.
Substansiya nigra iki kısımdan oluşur (pars kompakta, pars retiküloza) .Birisi pallidum gibi çalışırken diğeri striatuma giden dopaminin oluşumunu sağlar.




Gyrus rectus: frontal lob
Temp. l: temporal lob
Tentorium

mca:middle cerebral artey

Mesencephalon:

orta beyin,mezensefalon aşağıdaki bölümlerden oluşur.
1. Tektum (Korpora kuadrigemina ):serebral akuaduktusun arka tarafında yer alan dört adet solid yapıdır. Üsttekilere süperior kollikulus, alttakilere ise inferior kollikulus adı verilir. Bu loblar, optik sinirin bazı liflerinin burada çaprazlama yapmasına yardımcı olur. Bu arada bazı lifler de çaprazlama yapmadan geçer. Üst kollikuluslar sıçrayıcı göz hareketleriyle ilgiliyken alttakiler ses duyusunun iletilmesinde bir sinaps noktası olarak görev yapar.
2. Tegmentum,
3. Ventriküler kanal (aquaduktus serebri),
4. Serebral pedünküller : Serebral akuaduktusun ön tarafında çiftler halinde bulunurlar. Tegmentumu ve kristada yer alır. Bu yapılar, spinotalamik sinir liflerinin geçişini sağlamaktadır. Serebral pedünküllerin orta kısmında bir çeşit bazal çekirdek olan substansiya nigra yer alır. Burası, beynin melanin pigmenti taşıyan tek bölgesidir.




BEYNİN AKSİYEL TOMOGRAFİK ANATOMİSİ (CT OF BRAIN ANATOMI)-II-Hzırlık aşamasında

KAYNAKLAR:
1. Imaging of the Head and Neck. Second edition, revised and enlarged.Thieme yayınları 2005.
Galdino E. Valvassori.
2. Kliniğe yönelik anatomi. Nobel tıp kitap evleri 2007. Keith L. Moore, Arthur F. Dalley. çeviri editörü Prof. Dr. Kayıhan Şahinoğlu.
3. CT Teaching Manual. Third edition. Thieme yayınları 2007. Matthias Hofer.
4. Imaging Atlas of Human Anatomy. Third edition 2003. Mosby. Jamie Weir, Peter H. Abrahams
5. Kesitsel Anatomi Cep Atlası.Cilt 1: Baş ve Boyun. Nobel tıp kitap evleri 2007. T. B. Moeller, E. Reif. Çeviri editörü: Prof. Dr. Civan Işlak.
6.Korpus kallozumda yaşla ilişkili metabolik değişiklikler: MR spektroskopi ile değerlendirme. Zülkif Bozgeyik. ve ark. Diagn Interv Radiol 2008; 14:173-176
Devamını Oku

BEYNİN AKSİYEL TOMOGRAFİK ANATOMİSİ (CT OF BRAIN ANATOMI)-II-Hzırlık aşamasında













L-ant.serebral artery:sol anterior serebral arter
Gyrus rectus: frontal lob

Temp. l: temporal lob:


Temporal lob:

Beynin yan taraflarında yerleşimli telensefalon bölgesi.
Konuşma, hafıza ve duyma gibi birçok görevi bulunmaktadır.

Tentorium
Pons

Süperior serebeller arter
4. ventrikül
orta serebeller pedinkül:middle serebeller peduncle
L-ICA: sol internal karotid arter

Pons

Ön beyin, serebellum ve medulla oblangata arasında yer alır.
Pons her iki serebellar hemisferi birbirine bağlar.
Pons ön ve arka olarak iki bölümde incelenir; ön bölümde çoğunlukla lifler bulunur. Arka kısımda ise çekirdekler vardır. Beyaz cevheri beyinden beyincik ve medullaya bilgi gönderen yolları ve talamusa duyu sinyali taşıyan yolları içerir.
Solunumla ilgili önemli bir merkez buradadır.





Gyrus rectus (frontal lop)
Basiler artery
Pons

Pontoserebeller sistern
Pontin sistern
Middele serebeller peduncle
(orta serebeller pedinkül)

lateral ventricule: lat ventricule
Temp. lob: temporal lob
Fouth ventricule (4. ventrikül)
Mastoid air cells (mastoid hava hücreleri)



Medulla oblangata:

Beyin sapının en kaudalinde yer alan altta medulla spinalis üstte pons ile devam eden anatomik oluşumdur.
Diğer adı da bulbustur.

Üstündeki ponstan sulcus pontobulbaris, altındaki medulla spinalis foramen magnum ile ayrılır.

Bulbus istemsiz çalışan iç organların kontrol merkezidir. Solunum, sindirim, hapşırma, kusma, yutma, çiğneme, idrar yapma gibi refleksleri kontrol eder.


Nasopharynx
Spinal cord

Sisterna magna (posterior serebellomedüller sistern)




Cerebellum

Vücudun denge organlarından biridir. Kasların düzenli çalışmasını sağlar.
Fossa cranii posterior'da, bulbus ve pons'un üst arka kısmında bulunur.
Bulbus ve ponsla birlikte 4. ventrikülü çevreler. Lobus occipitalis ile aralarında tentorium cerebelli bulunur.

Cerebellum hemisferium cerebelli denilen iki yan lobla bunları ortada birleştiren vermis cerebelli'den oluşur. Beyincik, pedunculus cerebellaris inferior ile bulbusa, pedunculus cerebellaris medius ile ponsa ve pedunculus cerebellaris superior ile de mesencephalona bağlanır.

Beyincik, lobus cerebelli anterior, lobus cerebelli posterior ve lobus flocculonodularis olarak üç loba ayrılır.




mpp: medial pterygoid plate
lpp: leteral pterygoid plate
longus capitis muscle
lateral pterigoid muscle (pterigoid kası)
masseter muscle (kası)
Nasopharynx
Maxillary Sinus
Vertebtal artery

Medulla Spinalis (omurilik):

Merkezî sinir sisteminin bir parçasıdır.
İlk lumbar omurun alt kenarına kadar devam eder.
Buradan itibaren sinirler atkuyruğu şeklinde yayılır.
Direkt beyinden çıkan emirleri gerçekleştirir. Ayrıca omurilik basit refleksler merkezidir.

Omuriliğin dorsal boynuzu duyusal sinirleri alır,ventral boynuzu ise motorik sinirleri alır.

Omurilik vücutta istemsiz davranışları ve refleksleri kontrol eder. Omuriliğin üzeri beyin gibi üç katlı zarla çevrilidir.Bunların arasında da omuriliği sarsıntı ve darbelerden koruyan Beyin-Omur ilk sıvısı(BOS) bulunur.



KAYNAKLAR:
1. Imaging of the Head and Neck. Second edition, revised and enlarged.Thieme yayınları 2005.
Galdino E. Valvassori.
2. Kliniğe yönelik anatomi. Nobel tıp kitap evleri 2007. Keith L. Moore, Arthur F. Dalley. çeviri editörü Prof. Dr. Kayıhan Şahinoğlu.
3. CT Teaching Manual. Third edition. Thieme yayınları 2007. Matthias Hofer.
4. Imaging Atlas of Human Anatomy. Third edition 2003. Mosby. Jamie Weir, Peter H. Abrahams
5. Kesitsel Anatomi Cep Atlası.Cilt 1: Baş ve Boyun. Nobel tıp kitap evleri 2007. T. B. Moeller, E. Reif. Çeviri editörü: Prof. Dr. Civan Işlak
Devamını Oku

KİSTİK RENAL KİTLELERİN YÖNETİMİ-HAZIRLIK AŞAMASINDA























Genellikle renal kistler basit iyi huylu kistlerdir,ancak kanama, enfeksiyon ve iskemi durumunda komplike hale gelebilirler.

Bu durumda komplike kistleri, kistik renal hücreli karsinom (tüm renal hücreli karsinom% 10) ayırt etmek zor olabilir.
Renal hücreli karsinom için tek tedavi cerrahi veya ablasyon olduğundan, malign kistik lezyonların benign ayrımında görüntüleme güvenilir bir yol olarak kullanılır.







Böbrek kistleri kendi özelliklerine bağlı olarak Bosniak sınıflamasına göre sınıflandırılabilir.

Tıp I: Basit kist.
-Kontrast tutmaz.
-Dansitesi 10 HU den az.
-Homojen, ince duvarlıdır.
-
Tip II: Minimal komplike kist.
-Küme oluşturan kistler.
-Septalı kistler.
-Minimak kalsifiye kistler.
-Homojen hiperdens kistler.
-Yumuşak doku komponenti yok.

Tip II F: Muhtemelen iyi huylu, ancak takip edilmesi gerekir.
-Cerrahi girişim gerektirmeyen minimal komplike kistlerdir. 3, 6, 12 aylık periyotlarla kontrol edilmelidir.

Tip III : Cerrahi gerektiren lezyonlardır.
-%80-90 oranında maligniteye döner.
-Kontrast tutsun tutmasın kalıp septalı kistler.
-Düzensiz konturlu kalsifiye kistler.
-Muntazam duvarlı ancak küçük nouler yapı içeren kitler
-Hemorojik kistler, kronik enfekte kistler, kalsifiye kistler, multiloküle kistler bu gruba dahil edilmelidir (5).

Tip III ve IV: Cerrahi gerektiren lezyonlardır.

Tip IV: Kaçınılmaz olarak maligndir.
-Büyük kistik veya nekrotik alanlar içeren malign lezyonlardır.
-Bu tip lezyonlarda düzensiz duvar kalınlaşması veya kontrast madde tutan solid komponentler bulunmaktadır.




Görüntülemede aşağıdaki durumlar tespit edilirse kist basit değildir.
- Calcification
- Hyperdense / high signal
- Septations
- Multiple locules
- kontrastlanma
- Nodularity / duvar kalınlaşması



BİYOPSİNİN ROLÜ


Literatürde renal kistik lezyonlarda biyopsi rolü konusunda farklı görüşler vardır.

Biyopsi sınırlı bir rol oynamaktadır.
Sadece klinik olarak inflamatuvar olduğunda şüphe (piyüri vs.) edilen durumdaki radyolojik olarak da inflamasyonu düşündürür bulgu (örneğin perinefrik yağ dokuda saçaklanma) varlığında ponksiyon kabul edilebilir.

Ponksiyon sırasında inflamasyon olduğu anlaşılırsa tedavi edilmiş olur. Ancak tedavi sonrası takip yapılmalıdır.

İğne traktına tümörün yayılması gözardı edilebilen nadir durumdur.

Kistik bir lezyondan (iyi veya kötü huylu) kor biyopsi yapılması duvarın yırtılmasına neden olabilir ve çevre dokular içine kist içeriği dökülebilir.

Negatif biyopsi sonucu maligniteyi ekarte ettirmez.



Kaynaklar:
1. www.radiologyassistant.nl/en/
2. How I Do It: Evaluating Renal Masses.Gary M. Israel, MD and Morton A. Bosniak, MD
From the Department of Radiology, New York University Medical Center, New York, NY.
3. Should We Biopsy Complex Cystic Renal Masses (Bosniak Category III)?Morton A. Bosniak.
4. CT-guided biopsy of indeterminate renal cystic masses (Bosniak 3 and 2F): accuracy and impact on clinical management Erich K. Lang, Richard J. Macchia, Brian Gayle et al Eur. Radiol, (2002) 12:2518-2524.
5. 23. Ulusal Radyoloji Kongresi , Bilgisayarlı Tomografi.
Devamını Oku

KARDİAK VE ANA VASKÜLER YAPILARIN NORMAL DEĞERLERİ



















ANA VASKÜLER YAPILAR

Aort çapı: 4 cm den küçük
Asendan aorta:
-Pulmoner trunkus seviyesinde 4 cm den az,
-inen aorta 3 cm den az

SVC:
-Arkus seviyesinde 1.8 cm den az
-Pulmoner trunkus düzeyinde 2.5 cm den az.


Pulmoner arterlerin çapı :

-Pulmoner trunkus: 2.5 cm az,
-Prok. sağ pulmoner arter: 2 cm den az.
- " sol " " : 2 cm den az.

Ana bronş genişlliği:
sağ : 15 mm
sol: 13 mm

Mediastinum

-Timusun transvers çapı: 1-2 cm dir.



KALP:

Sağ atrium:
-Maksimum transvers çapı: 4.4 cm

Sol atrium:
-Maksimum A-P çap: 4-5 cm
- " transvers çap: 9 cm

Midsagital plan çap ve septum arasındaki açı: 38 derecedir.

Ventrikül septumunun kalınlığı:
-Yaklaşık 5-10 mm

Perikardium kalınlığı:
-1-2 mm

Myokardium kalınlığı:
-10-12 mm dir.



KAYNAKLAR:
1. BT ve MRG de normal bulgular.çeviri: Tevfik Pınar.2003.
2. Kliniğe yönelik anatomi. Nobel tıp kitap evleri 2007. Keith L. Moore, Arthur F. Dalley. çeviri editörü Prof. Dr. Kayıhan Şahinoğlu.
Devamını Oku

MR VE BT İLE KARDİAK GÖRÜNTÜLEMENİN SIRLARI -Hazırlık aşamasında



















Kardiak görüntülemede: Elektron beam BT en iyi temporal çözünürlüğe sahip iken MDCT en iyi uzaysal çözünürlüğe sahiptir. Kardiak MR ise her iki kategoride bunlardan daha kötüdür (1).


Kanın, myokardın, trombusun ve fibröz dokuların yoğunlukları oldukça birbirine benzer olduğundan kontrastsız BT bu yapıları ayırd edemez (1).

Kardiak BT ile sol ventrikül kütlesi ve hacim ölçümü yapılabilir.

KARDİAK MR
Kardiak MR multiplanar özelliği ile birlikte kalbin fonksiyonu, kanlanmayı, ölü dokuları göstermede yüz güldürücü yöntemdir.

Kardiak MR da kontrendiksyonlar:
-Kalp pili
-İntratorasik takılmış kardioversiyon cihazı
-Kohlear implant talıkmış hastalar da kontrendikedir.

Kalp MRG de kalbe yönelik sargılar kullanılması optimal iken faz array vucut sargıları ile de yapılabilir. Paralel görüntüleme zaman ve rezolusyon açısından avantajlıdır.

1. Morfolijiyi değerlendirme açısından dark-blood (kalpteki kanın siyah göründüğü) görüntüler yararlıdır.

2. Özellikle sol ventrikül fonksiyonlarının değerlendirlmesinde kanın beyaz görüldüğü cine görüntüler önemlidir.

3. Perfüzyon görüntülerde; kalp duvarlarının kanlanmasının değerlendirilmesinde farmakokinetik ilaç kullanılır.
4. Myokard infarktüsü ile olan skar dokusunu diğer dokulardan ayırd etmede kontrst maddeye ihtiyaç duyulmaktadır. IVCM verilmesinden 8-20 dk sonra kesitler alınmalıdır. Normal myokard sinyal dokusunn baskılandığı inversiyon MRG sekansları nda kontrast tutan alanlar yüksek sinyalli görülmektedir.

MR koroner anjiografi fazla zaman alması ve güvenirliliğin az olması nedeniyle en azından rutinde kullanılması gerekmemektedir.

Konjenital kalp hastalıklarında ve fonsiyonel değerlendirmede cine görüntüleme ile birlikte faz kontrst anjiografi sekansının kullanıldığı inceleme ile korner arterlerdeki kan akımını hesaplamak ya da konjenital kalp hastalıklarında şant miktarını akım volümleri hesaplanabilir.

Yine cine görüntülerde kapak fonksiyonu ve anatomisi değerlendirilebilir.



AKUT MİYOKARD İNFARKTÜSÜ


BT Bulguları:
-koroner arterlerde ateroskleroz, ve koroner stenozu MDCT
-infarktlı miyokardial segmentte azalmış perfüzyon
-trombusu gösterebilir.

MRG B ulguları
-perfüzyon defekti
-infarklı bölgede T2Ada (dark -blood ) yüksek sinyal (ödem)
-geç fazda kontrastlanma görülür.
-genellikle ilk 24 saatte endikasyon yok.

Girişimsel yöntemler:
-koroner anjiografi
-PTLA
-muhtemel stent uygulanması

KRONİK MYOKARD İNFARKTI

BT:
-skarlı bölgede duvar kalınlığında azalma
-olası perfüzyon defekti

MRG:
-Azalmış myokardial perfüzyon
-IV Gd verilmesinden sonra myokardial skar dokusunda geç kontrastlanma.

Girişimsel Yöntemler:
-koroner anjiografi
-PTLA
-muhtemel stent uygulanması



MYOKARDIN KONTRAST TUTULUM PATERNLERİ

IV Gadolinyum uygulanması sonrası hem normal hem de hasarlı miyokardial doku kontrast tutar.

Normal miyokard dokusu kontrast maddeden erken wash out gösterirken hasarlı myokard dokusu normal dokuya göre 10-15 dakika gecikmiş kontrastlanma gösterir.

Miyokard dokusunun gecikmiş kontrast tutulum nedenleri:
* Fibröz doku
* Artmış ekstravasküler alan
* Inflammation
*Neovaskülarizasyon gösteren primer ve sekonder tümörler.
*Kardiyomyopati

HOCM:Hypertrophic cardiomyopathy



KORONER ANOMALİLER:
(Coronary anomalies)

Koroner arter anomaliler semptomatik olmayan genç hastalarda önemlidir.
ALCA: LCA veya dallarının nın sağ sinüs valsalvasından kaynaklanması
ARKA: RCA nın sol sinüs valsalvasından kaynaklanmsı
ALCAPA (pulmoner arter kaynaklı LCA: Bland White Garland sendromu): RCA kollateralleri olabilir.

BT, MRG: damarların seyri,kaynağı, stenozları, myokard fonksiyonlarını gösteriri.


KORONER BAYPASSLAR

BT:
-BT anjiografi oklüzyon veya stenozun saptanmasında kullanırlır
-Anostomozların değelendirilmesinde sınırlı bilgi veriri.
-16 ve daha fazla dedektöre sahip cihazlar kullanılmalıdır.

MRG:
-EKO ya eş fonksiyonel bulgular
-Myokardial skarda geç fazda kontrast tutulumu
-Faz kontrast akım görüntüleme ile akım özelikleri



KALP TRANSPLANTASYONU
-Fokal ya da difüz T2 sinyal artışı rezeksiyon göstergesidir.
-Gd -DTPA nın IV verilmesi sonrasında kotrast tutulumu görülebilir.
*Rezeksiyon şüphesinde MR önerilmelidir.

AORT DARLIĞI:

Valvüler aortik darlık: en sık görülür.
Supravalvüler " " : seyrek, konjenital.
Subvalvüler aortik darlık: hipertrofik obstrüktif kardiyomyopati, vs.
MR:
- Çoğu olguda endikasyon yoktur.
-Hemodinami için flow kuantifikasyonu ile (phase-velocity mapping) veya kapak alanının düzlemsel ölçümü ile belirlenebilir.
-Myokardial hipertrofiyi gösterebilir.

AORT YETMEZLİĞİ:

-2. en sık kapak hastalığı (1. mitral darlık)

MRG:
-İnfravalvüler sinyal void kan akımı
-End diastolik volüm, ejeksiyon fraksiyonu
-Kapak morfolojisi EKG tetiklemeli MDBT ile değerlendirilebilir.
-Faz kontrast görüntüleme ile akım ölçümü. Regurjitasyon fraksiyonu

MİTRAL DARLIK:

-Olguların % 99 u romatizmal ateşe sekonder gelişir.
-
Normal kapak açıkliğı: 4-5cm2
-Sol atrium basıncı artar pulmoner hipertansiyon gelişir.

MİTRAL YETMEZLİK:

-%50 olguda mitral kapak prolapsusuna bağlı.
-Genelde edinilmiştir.

MRG:
-
Fonksiyonel bilgi verir.
-
Sol atriuma kaçan sistolik regurjitasyon jet akım görülür (türbülan akım).
-Sol ventrikül fonksiyonu (end diastolik volüm, ejeksiyon fraksiyonu) ve regurjitan fraksiyonu sağ ve sol ventrikül strok volümlerinin karşılaştırlmasıyla hesaplanabilir.


PULMONER DARLIK

Hemen her zaman konjenitaldir. Diğer kalp anomalileri ile beraberdir.

Kapakların konjenital füzyonu, postinflamatuar veya neoplastik süreçler (karsinoid) kapak açılım alanlarında azalmaya neden olur. Sağ ventrikül basıncı artar.Sağ kalp hipertrofisine neden olur. İleri evrede sağ kalp yetmezliği görülür.

Patent foramen ovaleden artmış paradoksal emboli riski vardır.

BT: Pulmoner arter dallanmasını net gösterir. pulmoner arterde post stenotik dilatasyon görülür.
MR: Daha çok konjenital anomali araştırılmasında kullanılır.
pulmoner arterde sistolik akım yokluğu görülür.

Ayırıcı tanı: Romatizmal ateş: Bir çok kapakta yaygın dejeneratif kalsifikasyon izlenir.



KAYNAKLAR:
1.Kurs Kitabı. 28. Ulusal radyoloji Kongresi.2007.
2.Kardiak Görüntüleme. Doğrudan tanı.C.D. Claussen.2010.
3.www.radiologyassistant.nl
4.ECG-Gated Cardiac CT a review by Benoit Desjardins and Ella A. Kazerooni, AJR 2004; 182:993-1010.
5.Delayed Enhancement MR Imaging: Utility in Myocardial Assessment
Vogel-Claussen J, Rochitte CE, Wu KC, Kamel IR, Foo TK, Lima JA, Bluemke DA. et al.
6.Radiographics 2006; 26:795-810.White JA, Patel MR. The role of cardiovascular MRI in heart failure and the cardiomyopathies. Magn Reson Imaging Clin N Am 2007; 15:541-564
Devamını Oku

SOLİTER (TEK) PULMONER NODÜL: MALİGN VE BENİGN AYIRIMI-Hazırlık aşamasında





CT: BENİGN VE MALİGN AYIRIMI

Tanım:
Eski adı ‘coin lezyon’ olan soliter pulmoner nodül akciğer parenkimi içerisinde 3 cm’den küçük, tek, yuvarlak veya oval görünümlü, grafide lokal dansite veya opasite artışı ile kendini gösteren lezyonlara verilen addır .

Lezyon 3 cm’den büyük ise kitle olarak tanımlanır ve bu lezyonların malignite olasılığı yüksektir.

KALSİFİKASYON:

-Diffüz, santral, laminalı, popkorn (patlamış mısır) tiplerinde görülen kalsifikasyonlar benign nodülün özellikleridir.
-Daha çok granülomatoz hastalık ve hamartomlarda görülür.
-İstisna olarak diffüz kalsifikasyon paterni osteosarkom veya kondrosarkoma olan hastalarda görülebilir.
Santral ve patlamış mısır paterni GI-tümörlerinde , daha önce kemoterapi alan hastalarda görülebilir.


Ekzantrik (santral olmayan), çok sayıda noktasal kalsifikasyon içeren nodüller malign karekter gösterir.



BOYUT:
Kalsifikasyonların şekli ne olursa olsun 2 cm den büyük nodüllerde malignite olasılığı yüksektir.

Büyüme hızı: Eski grafilerle kıyaslamada 2 yıl içinde hacim değişikliği göstermeyen tek nodüllerde istisnalar rapor edilmiş olmakla birlikte benign kabul edilir.

Eğer 2 yıl önceki grafisi yoksa hastanın yaşı ve nodülün özellikleri önemlidir.

Hasta 30 yaşının üzerinde ve nodül malign karekter gösteriyorsa ileri tetkik ve histopatolojik tanı gerekir.

Tek AC nodüllerinde PA AC grafisinden sonra BT sıklıkla gereklidir.




ŞEKİL VE KONTUR ÖZELLİĞİ

Corona radiata sign (bulgusu) - yüksek olasılıkla malignancy ile ilişkilidir.

Lobulated or scalloped margins - orta olasılık (intermediate probability)

Düz kontur (Smooth margins) - daha çok benign nodülün özelliğidir ancak metastatic nodüllerde de görülür.

2 cm den küçük, yuvarlak, düzgün ve keskin kenarlı, satellit lezyonu olan,kavitasyonu olmayan nodüller benign karekter gösteren nodüllerin özelliğidir.

Solid ve ground-glass (buzlu cam) component:

Buzlu cam komponenti içeren nodüller malign olma olasılığı daha fazladır.
*Buzlu cam komponenti ile solid lezyonların: % 63 malignite olma olasılığı vardır.

*Nonsolid - sadece buzlu cam lezyonlarda:% 18'lik bir malignite oranı vardır.

*Sadece solid lezyonun malign olma olasılığı sadece % 7 dir.


PET-CT: Benign ve malign ayırımı

*PET-CT soliter nodüllerin değerlendirilmesinde giderek daha önemli bir rol oynamaya başlamıştır.
*Adenokarsinomu olan bir hastada PET yalancı negatif bulgu verir.

1. PET, yüksek duyarlı % 95 iken , % 81den az özgüllüğü vardır.

2. PET granülomatöz hastalıkta, aktif infeksiyon veya inflamatuvar olaylarda da (tüberküloz,
histoplazmoz, sarkoidozis, vb.) yalancı pozitiflik
gösterir.

3. PET genellikle 10 mm de küçük nodüllerde ve düşük gradeli bronkoalveoler karsinom ve karsinoid tümörlerde, kontrol edilemeyen hiperglisemide yalancı negatif bulgu verir.


LOKAL PNOMONİ VEYA AC İNFARKTI:
*Nodüler lezyon görüntüsü verebilir.
*Tedaviden 1-2 hafta sonra boyutu küçülür.

AVM (AV malformasyon)
S
ubplevral yuvarlak ya da salkım şeklindedir. Kontrast sonrası belirgin yoğunluk artımı gösterir.



"Round" ATELEKTAZİ


Subplevral yerleşimli, plevral kalınlaşma ile birlikte olan ve plevra ile ilişkili lezyonlardır.
Asbeastoziste sık görülür.


MANTAR TOPU
Görünümü tipiktir.
Bir kavite içerisinde etrafında hava bulunan ve hasta pozisyonu ile yer değiştirebilen yoğunluk artımı şeklinde görülür.



MUKUS PLAĞI


Çoğunlukla tübüler olmakla birlikte bazen yuvarlak oval tek lezyon şeklinde görülebilir.


PULMONER EMBOLİ


Çoğunlukla tabanı plevrada tepesi hilusa doğru üçgen şeklinde tipik bir görüntü vermekle birlikte bazen nodüler lezyon şeklinde olabilir.

Septik embolide veya aseptik infarktta kavitasyon görülebilir.


HAMARTOM

Patlamış mısır örneği kalsifikasyonlar ve BT, YRBT de nodül içinde yağ varlığının saptanması ile tanı koydurucudur.

FİBROZİS:

KOAH lı hastalarda fibrozis kitleyi taklit edebilir.
Ayırıcı tanıda lezyonun dansitesi, iç yapısı, çevredeki kronik değişiklikler yardımcı olabilir ancak kuşku halinde İİAB gerekir.



GENEL

1. YRBT lezyonun kenar özelliğini daha iyi belirler
2. Spiküler kenarlı nodüllerin % 90 nı malign,
3. Düzgün kenarlı nodüllerin % 70 i benigndir.
4. Kavitasyon ve hava bronkogramı daha çok malign lezyonlarda saptanır.
5. Malign kavitelerin duvarları kalın olup iç kenarı düzensiz, ve ondüle görünümdedir.
6. Büyük nodüle eşlik eden küşük nodüller (satellit nodül) genellikle granülamatoz hastalıkta saptanan bulgu olamakla birlikte nadiren karsinomlarda da görülür.

7. Takip: Başlangıçta 3-4 defa 3 aylık, sonra 3-4 defa 6 aylık ve daha sonra yıllık aralıklarla radyografik takip (4).


ÇOK SAYIDA NODÜLLER:

*Çok sayıda nodül varlığında ilk olarak metastas düşünülmelidir.
*Kist hidatik çok sayıda nodüle neden olabiklir.

*Biyopsi:
-BT de spesifik tanıya gidilemeyen ve kalsifikasyon içermeyen nodüllerde biyopsi gereklidir.




Soliter pulmoner nodül yönetiminde girişimsel yöntemler:

Bronkoskopi:

Özellikle merkezi yerleşimli ve büyük
lezyonlarda bronkoskopinin tanı oranı artmaktadır.
Bronkoskopi sırasında lavaj, fırçalama, transbronşiyal biyopsi ile
lezyonlardan tanı için örnekler alınmaktadır. Çapı 2 cm’den küçük olan periferik nodüllerde bronkoskopinin tanısal değeri %35
olarak bildirilmiştir.

Transtorasik iğne aspirasyon biyopsisi.
Not: Bu konuyu girişimsel radyoloji segmesini tıklayarak "AC kitlelerinde perkütan biyopsi" adlı konu başlığında daha ayrıntılı okuyabilirsiniz
Periferik nodüllerde tercih edilmektedir. Çapı 2 cm’den küçük SPN’de bronkoskopiden
daha yüksek tanı değerine sahip olduğu gösterilmiştir.
Hücreden çok dokunun alındığı tru-cut biyopsi ile sonuçlar daha başarılıdır. Genelde skopi veya BT eşliğinde işlem yapılmaktadır.
Tek akciğeri olanlarda işlem kontrendikedir.
Diğer rölatif kontrendikasyonları, pulmoner hipertansiyon,
koagülopati, kanama diatezi, ciddi KOAH, damarsal malformasyonlardır.
En sık komplikasyonu olan pnömotoraks, Hemoraji, hemoptizi
hava embolisi , tümör hücre implantasyonu %0.05 oranında olabilir.

Cerrahi girişimler:
Yüksek malignite olasılığı olan
nodüllerde ve PET pozitif olanlarda cerrahi rezeksiyon endikasyonu bulunmaktadır. Soliter pulmoner nodüllerde video yardımlı göğüs cerrahisi (VATS - video-assisted
thoracic surgery) veya torakotomi yöntemi kullanılmaktadır.

Plevraya yakın olanlarda VATS tercih edilmektedir.

Fleischner Society nin pulmoner nodüller için  Önerileri


KAYNAKLAR:
1. Solunum Sistemi Radyolojisi. Prof. Dr. Emine Osma.2. baskı. 2004.
2.CT Screening for Lung Cancer Frequency and Significance of Part-Solid and Nonsolid Nodules Claudia I. Henschke et al.AJR 2002; 178:1053-1057.
3. www.radiologyassistant.nl/en
4. SOLİTER PULMONER NODÜLLÜ HASTAYA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Onur GENÇ.
5. Soliter pulmoner nodüle yaklaşım. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi.
Zafer Kartaloğlu. GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği, İstanbul. 2008.
6. Solitary Pulmonary Nodules:Detection, Characterization, and
Guidance for Further Diagnostic Workup and Treatment . Yeong Joo at all. AJR 2007; 188:57–68
Devamını Oku

OBSTETRİK DOPPLER ULTRASONOGRAFİ-Hazırlık aşamasında


























Doppler US yüksek riskli gebelerde kesin endikasyonu olmasına rağmen düşük riskli gebelerde tarama testi olarak kullanılması tartışmalıdır.

Fetal ve maternal dolaşım fizyolojisi:

-İnternal iliak arter-->uterin arter-->asendan ve desendan uterin arter
-Asendan dal: uterus duvarının 1/3 dış kısmı arquat arter, ortada:radial arter, iç kısmında spiral arter dallarına ayrılır. Gebelikte spiral arterlar endometriuma
uzanarak maternal kanı intervillöz alana taşırlar. trofoblastlar endometriuma
invaze olur ve plasental implantasyon sırasında spiral arterlerin musküler
tabakasını ortadan kaldırırlar.
Oksijenlenmiş kan plasentadan umblikal ven ile fetusa taşınır. Bu ven fetal
abdomene girdikten sonra sol portal ven ile KC e , duktus venozum ile VCI ra taşınır. Buradan sağ atriuma gelir. Foramen ovale ile %70 şi sol atriuma oradan
da sol ventriküle geçer. Sağ atriuma gelen oksijenlenmiş kan SVC dan gelen
kan ile karışarak sağ ventriküle dökülür. Ventriküllerden çıkan kan duktus
arteriozus vasıtasıyla birbirine karışır.
Desenden aorta yoluyla umblikal arterlerle plasentaya geri ulaşır. Oradan
koryonik villuslara ulaşır (fetal kotiladon). bu kapiller yatakta oksijen, besin
maddeleri, fetal artıkların değiş tokuşu yapılır.




UMBLİKAL ARTER:

Dalga formunu etkileyen faktörler:
-Myokard kontraktilitesi
-Damar duvar elastikiyeti
-Plasental vasküler yatak rezistansı,
-Kalp atım hız
-Umblikal arterde ölçüm yeri: en sık plasental uç kullanılır.

**Bu damarda 16. gebelik haftasına kadar diastolik akım görülmeyebilir.
**20. gebelike haftasından sonra diastolik akım yükselir.
**sistol diatolik oran pratikte daha sık kullanılır (S/D oran)
**En az birbirine benzer 6 sistolik dalga elde edildikten sonra ölçüm yapılmalıdır.
**FHR 120-160 ise normal standart sapma sınrılarında ölçülür.
**FHR (fetal hard rate) 120 nin altında diastolik akım daha düşük ölçüleceğş için S/D oranı yüksek, 160 vuru/dk üzerinde ise bu oran düşük çıkacaktır.

--Allantoid kistler avaskülerdir.
--Doppler ile kord prolapsusu, vasa previa , anormal kord insesiyosu, nuchal kord patolojileri gösterilebilir.
--**Umblikal arterin asit baz denge bozulmasında sensitiftir ancak fetal hipoksi durumunda sensitivite düşüktür. Bu duruma serebral arterler daha duyarlıdır.

Normal umblikal kord 2 arter 1 ven içerir. Ven arterlerden daha geniştir.
Tek umblikal arter: fetal anomalilerle ilişkili olabilir.

Artmış S/d oranı:
-Plasental disfonksiyon
-İUGR
-Gebeliğe baplı hipertansiyon.




FETAL AORTA

Torasik aortadan diafragma üzerinden yapılıryapılır.
Aort sistolü : kardiak kontraktilite ile ilgili,
Aort diastolü: " " , periferik vasküler rezistans, plasental yatak rezistansı,
--Diastolik kan akımının azalması fetal sıkıntı ile uyumludur.

FETAL RENAL DAMARLAR:

Rutin incelemede kullanılmaz.



FETAL ORTA SEREBRAL ARTER

***Fetal vasküler rezistansların değerlendirilmesi fetal iyilik halinin anlaşılmasında önemli rol oynar.
*** BPD ölçüm düzeyinde her iki orta serebral arter (MCA) görülür.
MCA İCA dan ayrıldıktan sonraki ilk 2 cm lik kesiminden ölçüm alınır.
*** En sık S/D oranı kullanılır. Bu oran 3. trimesterde 3 ün üzerindedir.
***2. ve 3. trimesterde MCA rezistansı daima umblikal arter rezistansından yüksektir.
----*****gebelik boyunca MCA/UA oranı daima 1 den büyüktür.
***********hipokside bu oran 1 den küçüktür.
***MCA/UA oranı hipokside kullanılan en sık yöntemdir.
***----MCA oranı azalmasına (S/D 3 ün altında) karşı MCA/UA 1 rin üzerinde ise-->bu durum normal olark kabul edilmelidir.
---***MCA oranı normal, MCA/UA oranı 1 rin altında--> patolojik olark değerlendirilmelidir.



UTERİN ARTER

---Uterin arterlerin asendan dalının iliak arterleri çaprazladıkları yerin 2 cm öncesinden veya 2 cm sonrasından olmak üzere 4 cm lik bir alanından ölçülmelidir.
***17. gebelik haftasına kadar erken diastolik çentik izlenir.
***17. gebelik haftasından sonra 26. gebelik haftasına kadar akım rezistansının azalma ve erken diastolik çentikte kaybolma görülür.
***26. gebelik haftasından sonra diastolik çentik görülmez. S/D oranı 2.6 nın altındadır.
***Erken diastolik çentiğin 26. gebelik haftadan sonra sebat etmesi uterin arter rezistansının yüksek olmasından daha önemlidir.
***Çentik devam ediyorsa ve rezistansda yüksek ise gebelik prognozu kötüdür.




KAYNAKLAR:
1. 17. Türk Radyoloji Kongrasei. Ekim 2000.
2. Bilinmesi Gerekenler. Ultrason: William D. Mideeleton.Çeviri editörü: Cengiz Yılmaz. 2008.
3.Birinci Trimester Ultrasonogafi. Cihat Şen ve ark. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Perinatoloji Bilim Dalı, İSTANBUL,Perinatoloji Dergisi 2001; 9(4):201 - 223
4.Obstetrik Ultrasonografi. Doç Dr. Deniz Akata. H.Ü.T.F RADYOLOJİ ABD
Devamını Oku