BRAKİAL PLEKSUS ANATOMİSİ VE LEZYONLARI



-
-www.fizyoweb.com sitesinden modifiye edilmiştir.
www.tiplopedi.com sitesinden alınmıştır.

Brakial Pleksus  Anatomisi


  • Omuz, üst ekstremite ve üst toraks  kaslarını, 
  • El ve cildin kutanöz sinirlerini, 
  • (C3-C5) frenik sinir dallarıyla diyafram hareketini ve 
  • C8-T1 sinirler aracılığıyla sempatik ganglionların inervasyonunu 
  • Sağlayan periferik sinir sistemidir. 






  • Servikotorakobrakial bölgede,BPL(brakial pleksus) subklavian arter ve venin superior ve posteriorunda seyreder. 

    • Brakial Pleksus 5 segmentten oluşur:
    • kök (root), 
    • trunk
    • division
    • cord 
    • terminal branches. 

    -Brakial pleksus ve torasik outlet sendromunda mr görüntüleme. Ayşe Aralaşmak..Bezmialem Vakif Universitesi Radyoloji AD.tablosundan modifiye edilmiştir.

    -MR Görüntüleme Protokolleri;


    Brakial Pleksus MR’da C4’den başlayarak T2’ye kadar multiplanar görüntüleme yapılmalıdır.
    Pleksitislerde , travmalarda ve tümörlerde inceleme kontrastlı yapılmalıdır.
    Travma düşünülmeyen olgularda süreyi azaltmak için MR myelografi alınmayabilir.
    Vücut, servikal veya fleks koiller kullanılabilir.
    Tuzak nöropatisi (TOS) düşünülmüyorsa inceleme nötral pozisyonda (hastanın kolları vücudunun yanında olacak şekilde) yapılmalıdır.
    TOS düşünülüyorsa abduksiyonda ek sekanlar alınmalı ve gerekirse nötralde tekrarlanmaldır.
    TOS’da BPL görüntüleme sekanlarına ek olarak BPL’nin uzun aksına dik oblik sagittal T1A’ lar ve sublavian arter ve vene yönelik MR angiografi  ve MR venografi  elde olunmalıdır. Abduksiyon incelemesi sonrası nötral pozisyonda oblik sagittal T1A’lar ve vasküler bası var ise MRA ve MRV’ler tekrarlanmalıdır.

    -Preganglionik zedelenme-

    -Preganglionik zedelenme-
    -

    Travmatik Brakial Pleksopati

    Travmatik  brakial pleksus zedelenmesi doğum travması nedeniyle  yenidoğanlarda ve trafik kazaları nedeniyle  adölesanlarda yaygındır.

    Obstetrik hasarlarda, Erb-Duchenne paralizisyle (C5, C6 ve ± C7) sonuçlanan suprakalvikular brakial pleksus çoğunlukla etkilenmiştir.

    Travmatik zadelenmeleri tanımlamada farklı terminolojiler kullanılır:

     “streching” (nöroapraksi veya traksiyon),
    --Traksiyon zedelenmesinde, MR’da brakial pleksusda asimetrik kalınlaşma, düzensizlik, T2 hiperintensite ve difüz kontrast tutulumu izlenir.
    --Postganglionik zedelenmelerde, posttravmatik nöroma diye adlandırılan kontrast tutan nodüler kalınlaşmalar ve BPL çevresinde hematom görülür.
    --Preganglionik zedelenmelerde, kök avulsiyonu, psödomeningosel, köklerin spinal korddan çıkış zonlarında (root stump) veya intradural köklerde kontrastlanma, kök avulsiyon seviyesindeki spinal kordda sinyal değişiklikler, spinal kord avülsiyonu, ve paraspinal kaslarda sinyal değişiklikleri görülebilir.
    --Psödomeningosel ve spinal kordda ve paraspinal kaslarda sinyal değişiklikleri preganglionik zedelenmenin indirekt göstergeleridir. Ancak, psödomeningosel, vakaların %15’inde kök avülsiyonu olmadan meydana gelebilir ve avülse köklerin %20’sinde de psödomeningosel izlenmeyebilir.
    --Spinal kordda akut fazda ödem (ekspansiyonla birlikte T2 hiperintensitesi) veya hemoraji (T2 hipointensitesi) görülebilirken kronik fazda myelomalazi (volüm kaybıyla birlikte T2 hiperintensitesi) görülebilir.
    --Paraspinal kas denervasyonunda en erken ve en sensitif görüntüleme bulgusu kontrast tutulumudur. Denerve kasın kontrast tutması  zedelenmeden sonraki 24 saat gibi erken bir sürede olur. Daha az olarak denerve kasta T1A ve T2A’ da hiperintensiteler, ve paraspinal kaslarda volüm kaybı diğer bir bulgulardır.

     “kök avulsiyonu (kökün spinal kordan preganglionik seperasyonu),
     “postganglionik rüptür” (BPL’nin ganlion distalinde seperasyonu),
    psödomeningosel” (sinir köklerinin çevresindeki meningeal kılıfta yırtık ve çevre dokulara CSF ekstravazasyonu) ve
     “posttravmatik nöroma” (postganglionik seperasyon alanında rejenere sinir yumağı).
    Streching (gerilme, traksiyon) zedelenmesi en hafif ve en yaygın olandır ve kendiliğinden iyileşir. -


    -Ekstrinsik kitleler

    BPL’yi invaze veya basan ekstrinsik kitleler primer tümörlerden daha yaygındır.
    İnvazif veya metastatik meme kanseri, akciğer ve boyun kanserleri, lenfoma, lösemi, melanoma, gastrointestinal ve genitoüriner karsinomlar ve nörolenfomatozis BPL’yi tutan ekstrinsik kitlelerdir.
    Meme ve akciğer kanseri metastazları en yaygın olanıdır.
    Pankost tümörü  BPL’yi kolaylıkla invaze eder.
     BPL’nin nörolenfamotozisi (difüz kalınlık artışı, T2 hiperintensite ve kontrast enhansmanı) sistemik lenfomanın bir parçası olabileceği gibi primer sinir sistemi lenfoması da olabilir.

    İntrinsik kitleler

    Nörojenik tümörler BPL’nin en yaygın primer tümörleridir. Bening sinir kılıfı tümörlerinden nörofibroma %50-65’ini ve Schwannomlar %18-20’sini ve malign periferal sinir kılıfı tümörleri ise %14’ünü oluşturur.

    Nörofibromalar sinirin uzun aksı boyunca büyür ve fusiform görünümdedir ve santral homojen kontrastlanma paterni gösterirler.
    Kitlenin santralinin T2 hipo, periferinin T2 hiperintens olması hedef görünümü (target sign) olarak adlandırılır.
    Fasiküler bulgu (T2A’de tuz ve biber görünümü) ise Schwannomaları destekleyen bir bulgudur.

    BPL’yi invaze veya komprese eden diğer nadir primer tümörler ise fibromatozis, lipoma, perinöroma, myozitis osifikans, ganglionöroma, hemangioma, lenfanjioma, ve sarkomlardır.
    Fibromatozisler en sık bening tümörlerdir daha sonra lipoma and perineuriomalar gelir.
    Fibromatozis, lokal agresif ekstra-abdominal desmoid tümör olup, T1A’da kas ile isointens , fibröz komponentlerinden dolayı T2A’da heterojen hiperintens ve infiltratif marjinleri bulunan ve belirgin kontrastlanan kitlelerdir.-


    -Brakial Pleksitis

    BPL’yi etkileyen en yaygın inflamatuar süreç radyoterapi sonrası oluşur, genellikle tedavi sonrası ortaya çıkar.
    BPL’de metastazlar fokal kitleler olarak izlenirken radyasyon pleksopatisi BPL’de difüz kalınlaşma, sinir çevrelerinde bulanıklaşma, fibril distorsiyonu (özellikle terminal dallar, kordlar ve divizyonlar etkilenirken, kök ve trunkuslar nispeten korunur), T2 hiperintensite ve kitle formasyonu olmaksızın minimal kontrastlanma olarak izlenir .
    Kronik formdaki radyasyon fibrozisi en yaygın olandır ve T1 ve T2A’da hipointens görünür. Akut radyasyon pleksopatisi ilk 6 ayda vasküler oklüzyona bağlı olarak ortaya çıkabilir ve genellikle kalıcıdır. MR’da BPL’nin difüz anormal sinyal intensitesi ve BPL ve çevre yumuşak dokularda kontrastlanma izlenen olgularda radyasyon hasarı ile rekürren kanser ayrımının yapılması mümkün olamayabilir.

    Vasküler İnmeler

    Brakial pleksopati, bir çok sayıda vaskülitik hastalıkta rapor edilmiştir. Görüntüleme bulguları genellikle normal olmakla birlikte nadiren T2A’de BPL’nin difüz hiperintensitesi izlenebilir. Pleksopatiye sebep olan subklavian arter anevrizması Behçet hastalarında bildirilmiştir.-


    -

    TOS (Tuzak Sendromu)

    TOS servikotorakobrakiyal alanda BPL, subklaviyan arter veya subklaviyan venin ayrı veya kombine olarak dinamik kompresyonu sonucu oluşur. Nörovasküler demetin komprese komponentine baglı olarak olgularda arteriyel, venöz veya nörojenik TOS semptomları izlenir.
    Semptomlar kol elevasyonu ve kolun uzun süreli kullanımı ile çoğalabilir veya agreve olabilir.
    TOS nedeninin belirlenmesi ve kompresyon lokalizasyonunun ortaya konması için dinamik görüntüleme oldukça önemlidir.

    Nörovasküler demet üç bölgede komprese olur; 

    interskalen üçgen;

    --kostaklavikular alan ve retropektoralis minör alanıdır.
    --İnterskalen üçgenin inferiorunu birinci kosta, tabanını subklavian arter, anteriorunu anterior skalen kas, posteriorunu orta skalen kas oluşturur.
    --Kas zedelenmeleri, kolların devamlı yukarda çalışması sonucu oluşan kas hipertrofileri, kongenital fibromüsküler anomaliler, servikal ve anormal birinci kostalar bu bölgede subaklavian artere ve BPL’ye bası oluşturabilir.


    Kostaklaviküler alanın:

    -- superiorunu klavikula, anteriorunu subklavious kas, posteriorunu birinci kosta oluşturur.
    --Omuzun abdüksiyonununda klavikula posteriora yer değiştirerek kostaklaviküler alan hacmini azaltır.
    --Uzun servikal kosta bu alana uzanarak veya subklavious kas hipertrofisi, aksesuar kaslar, birinci kostanın veya
    --klavikulanın hipertrofik kallusu bu boşluğu daha da daraltarak subklavian artere, subklavian vene ve BPL’ye bası oluşturabilir.

    Retropektoralis minör boşluk;
    --(subkorokoid boşluk) birinci kostanın lateralinde pektoral kasların posteriorunda korokoid prosesin inferiorunda yer alır.
    -- Retropektoralis minör boşluk hacmi omuzun hiperabduksiyonunda azalır, özellikle kas hipertrofileri ve aksesuar kaslar ile aksiller arter, aksiller ven ve BPL komprese olabilir.
    --Subklavian arter ve ven birinci kostanın lateralinde aksiller arter ve ven olarak adlandırılır.--
    KAYNAKLAR:
    1-WWW.fizyoweb.com
     2-Brakial pleksus ve torasik outlet sendromunda mr görüntüleme. Ayşe Aralaşmak. .Bezmialem Vakif Universitesi Radyoloji AD.
    3-Magnetik Rezonans İmaging ortopedics and sports Medicine.David W.Stoller. volüm1.2007
    4-www.tiplopedi.com