COİL LER, TIKAYICILAR (OCCLUDERS), DOLGULAR (PLUGS)



COİL LER, TIKAYICILAR (OCCLUDERS), DOLGULAR (PLUGS)

koiller (coiller)  ,plug ve tıkayıcılar kalıcı mekanik embolik ajanlardır. intimal injuri, trombus formasyonunu tetiklemesi,mekanik oklüzyon mekanizmaları  ile  damarı tıkarlar.
ideal vasküler oklüzyon mataryali;
·        basit dağıtım mekanizması olmalı
·        dağıtımdan sonra migrasyona direnç göstermeli
·        düşük rekanalizasyon oranına sahip olmalı
·        önemli damar yaralanması ve inflamasyona  neden olmamalı
·        damar duvarında güvenli ekspansiyona neden olmalı
·        ucuz olmalı
koiller tromboz oluşturmadığı için pıhtılaşma sistemi bozukluğunda inefektiv olabilir.
Tüm bu materyaller  radioopaktır. platinum koil stainless steel den daha opaktır.

koillerin şekli ve çapları:

Helikal koiller: non anevrizmal uzun damarlarda kullanılır.

Spiral koil : konik şeklinde damarların embolizasyonunda daha uygundur. 

Daha kompleks şekilli koiller:daha kompleks anevrizmal damarlarda kullanılır. örn: intrakranial beryy anevrizmasında kullanılır.



Straight coil: düz koiller: kolonik mesenter gibi küçük damarlarda kullanılır.

Koil çapları: 

Standart koil: 0.035 veya 0.038 inclik dağıtım sistemi ile  kullanılan koillerdir.

Mikrokoil: 0.014 veya 0.018 inclik dağıtım sistemi ile  kullanılan koillerdir.

Koiller 3 özelliği ile verilir.
A 35-4-8 coil: 0.035 inch inner lümen kateter sistemi yoluyla kullanılan, uznluğu 4 cm ve 8 mm çapa sahip olan koildir.


Koilin gönderimi; 

1)stabil kateter pozisyonunu saptama; 
• başlangıçta amaçlanan damar lokazasyonuna ulaşıldığında koil itici ile kateter ucu geçilerek kateter stabilitesi kontrol edilmelir. 
 • kateter pozisyonu hareketli ise o zaman koil atımı in stabildir. 
• stabilite co-axsial kateter sistemi kullanılarak veya daha stabil kateter şekli örneğin reverse curve kateter kullanılarak yapılabilir. 

2. standart kateterler için düz guidewire koil itici kullanılabilir.uzun konik tel kateterin yerinden çıkma riskini azaltabilir. mikro kateterler için özel koil iticiler vardır. mikro koil iticileri sert gövdesi ile birlikte yumusak fleksbl tipe sahiptir. 
3.koilin atımı: 
floroskopi bu asamada elzemdir. 
koil itici ile kateterden atılır.koil atılırken kateter geri tepme eğilimindedir. herhangi bir guide kateter,dağıtıcı kateteri,koil itici sistem dahil kontrol etmek çok önemlidir. 
dağıtıcı kateterde hafif ileri basınç dağıtıcı sistemi stabilize etmede yardımcıdır. 

Eğer koilin çapı doğruysa luplar oluşturmaya başlayacak. doğru çaplı koil iregüler şekilli olarak damar dumarı tarafından kıstırılır.
ilk koil gönderildikten sonraki koiller yuva olusturulmak için yerleştirilir.
yuva daha büyük olduğunda koilin extrusyonu için kateterin hafif geri çekilmesi gerekibilir. 

Eğer kateter güçlü stabil pozisyonunda ise koil hidrostatik injeksiyon ile gönderilebilir.koil katetere yüklendiğinde 1 ml döner vidalı sırınga serum fizyolojik ile doldurularak ilgili pozisyona koil güçlü bir şekilde injekte edilir. 

ilgili pozisyona koil itici ile itilmeden önce kateter içinde multipil koil içeren metot. bu metot büyük hedef damarlarda multipil koile ihtiyaç olacaktır. liQuid metal coiller uzundur.yumuşak koiller yavaş serum fizyolojik ile dağıtımı yapılır.özellikle uzun tortiyos damarlarda bu metot yapılır. 

 Ayrılabilir kilitli koiller :10 cm'den büyük koiller kullanılabilir.fakat koil ve mikro kateter arasında ki sürtünme kullanımı kısıtlayabilir.bu koiller hem konvansiyonel hemde flow-directed mikro kateterlerle kullanılabilir.
Vascular Embolotherapy A Comprehensive Approach kitabından modifiye edilmiştir.
Coaxsial teknik:standart tekniktir.

Scaffold(iskele) tekniği:büyük koil başlangıçta iskelet oluşturmak ve koil yuvasını insa etmek için ki oluşturulur ki daha küçük bobinler yerleştirilebilsin.
bu yöntemde koilin radial force si yüksek olması gerekir ki böylece güvenli kafes pozisyonu olusturabilsin.stainless steel koil iyi seçimdir.sonraki koiller yumusak koil,fibered ,platinum koiller uygun seçimlerdir.

 Anchor(çapa tekniği):koil başlangıçta hedef damarın yan branch 'ına gönderilir.koil dağıtılırken kateter hedef damar içine doğru içine doğru geri çekilir.bu ilk koilin hedef damar içersinde güvenliğini sağlamada yararlıdır.sonraki geri kalan koilin kısmı normal olarak dağıtılır.

 Stent supported enbolizasyon tekniği : geniş boyunlu anevrizmalarda ,fussiform anevrizma ,puceudo anevrizma kullanılan en etkili tekniktir.bu teknikte önce stent anevrizmayı çaprazlayacak şekilde yerleştirir.mikro kateter stentin boşluklarından içine itilir.koilin migrasyonu yada mal pozisyonundan veya miğrasyondan korkmadan başlatılabilir.

Pos embolizasyon anjografisi çekilmelidir.kateter hafif geri çekilmesi gerekir.yeni oluşmuş tronbüşün yerini değiştirmemek için eğer yavas akım teşpit edilirse yeni tronbüs oluşumuna izin vermek için birkaç dk. beklenir ve yeniden anjografi çekilir.eğer gerekli ise oklüzyon sağlanıncaya kadar ilave koil kullanılır.eğer koil için yeterli yuva yoksa veya hasta koagülopatik ise 1 miktar gelfoam kullanılması tavsiye edilir.


Ayrılabilir (çıkarılabilir) koiller: 
Tüm şekil çap ve mataryellerden oluşurlar. coil  teslimat tel bağlı olduğu pozisyonunun oluşturulmasına izin verir ve primer dağıtım öncesi eğer gerekirse geri çekilir.
coil Yerleştirme öncesi konumlandırılması için  geri çekilir. gerekirse öncü tel ilave edilir.
coilin  çıkarılması için çeşitli sistemler vardır.
1.mekanik: core mandril vasitasıyla ya da ya da bir mikro vida vasıtası ile.
2. elektrolitik ve ısı mekanizmaları:



Amplatzer vascular plug (avp): self-expanding nitinol tel örgüdür.
ikinci nesil avp içinde iki bel vardır.
avp 4 -16 mm çaplardadır ve 2 mm'lik artışlarları vardır.

 % 30-50 büyük boyutlu olmalıdır. (örneğin, bir 8-mm lik bir damarda 10 veya 12 mm avp ile embolize olmalıdır).

 5fr guide catheter 4-8 mm avp için 6fr guide catheter 10-12 mm , 8fr guide catheter 14-16 mm avp için gerekir.

AVP guide kateter aracılığı ile 135 cm uzunluğundaki nitinol teli distal ucuna ilştirilmiş mikro vida ile dağıtılır.
 avp Teslimat tel yönünün tersindeki dönüşleri, tarafından serbest bırakılır . Bu bir paslanmaz çelik iskele sistemi oluştururki koilin yuvası inşa edilebilir.
bu durumda koilin distal embolizasyonu engellenmiş olur. 9- 20 mm arasındaki boyutta olanlar 5F inraducer sheath vasıtasıyla dağıtımı yapılır.

Eşlik eden komplikasyonlar ve Bunları en aza indirmek için ilgili stratejileri

Selektif kateter pozisyonu elde edilemiyorsa:

tüm bu aşamada kılavuz kateterler, hidrofilik telleri, ve microcatheters kullanılabilmektedir. hyprophilic teller, mikrotelle, and microcatheterler zor bir damara ulaşma ihtimalini artırır. optimal pozisyonun elde edilememesi halinde daha sonra daha proksimal embolizasyon yapılabilir. ancak bu durum kollateraller için doku hasarı potansiyelini artıracaktır.

Stabil kateter pozisyonu alınamıyorsa:

 Başlangıçta bir kılavuz kateter kullanılmalıdır. catheter ve guide catheterin şeklinin optimize edilmesini sağla. Bu işe yaramazsa farklı bir Erişim noktasından denenmelidir brachial veya femoral yaklaşım gibi.

Yanlış yerleştirilmiş koil:

büyük boy koiller, küçük koiler , ve stabil olmayan kateter pozisyonu nedenleri ile yanlış yerleştirme ortaya çıkar. snare kullanılarak temizlenebilir. ancak bu ek sorunlara neden olabilir ve hatta koil yuvasını yerinden oynatabilir. koil bir soruna neden olmuyorsa daha sonra tek başına bırakılır. 

Kateter dağıtımı sırasında geri itiliyorsa:

Nazik ileri basınç gereklidir.Kateteri stabilize etmek için ikinci bir operatore gerek duyulabilir.

Koilin kateteri tıkaması:

Bu koil-kateter uyumsuzluğunun bir sonucudur. katetrin bükülmesi, king yapması ya da kateterin iç lümeninin partiküler madde ya da coil tarafından hasar görmesi sonucu meydana gelebilir. İlk olarak fluoroskopy ile tıkanıklığın yerini belirlenmelidir. Serum fizyolojik kullanılarak itilmeye çalışılır. Eğer taşıyıcı kateter içinde bir bükülme varsa,itici tel üzerindeki baskıyı hafifçe ileri doğru sağlarken dağıtıcı kateteri hafifçe geri çekin.

 Koagülopatik hasta: 

Thrombus oluşumu koil embolizasyonu sırasında meydana gelmektedir . eğer hasta koagülopatik ise bu vuku bulmayabilir. Önce koil yuvası oluşturulur sonra gelfoam embolize edilir. tekrar koillenir.koiller gelfoamın distal embolizasyonunu önler. Temizleme için heparinize olmayan salin kullanmayı unutmayın.

 Özet:

  • Planı, plan ve plan tekrar plan yapın.
  •  Iyi anjiyografik görüntüleri ayrıntı anatomi ve patoloji tespiti için yapın .
  •  Embolizasyon sahasını seçin. 
  • Stabil kateter pozisyonundan emin olun. 
  • Uygun koiller ve uygun dağıtım yöntemini seçin. Tamamlama anjiyogram ile kontrol edin.
KAYNAKLAR:
1.Transcatheter embolisation and theraphy. D.O.Kessel 2010.
2. Vascular Embolotherapy A Comprehensive ApproachJ. Golzarian S. Sun · M. J. Sharafuddin (Eds.). 2006.
3.www.cookmedical.com
Devamını Oku

GASTRİK LEZYONLARIN MPR VE MDCT GASTROGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ



MPR ve virtual gastrografinin sınırlılıkları:

Zaman alıcıdır.
Histolojik sonuç vermez.
Düz ya da küçük lezyonları tespit etmede sınırlıdır. Konvansiyonel gastroskopi bu lezyonları kolayca tespit eder.
Radyasyon maruzeti vardır.

MPR ve gastrografinin avantajları:

MPR kanserin stagelemesi ,extralüminal bilgi (Lap veya distal metazların tespiti)

 virtüel gastroskopinin gastroskopiye üstünlükleri: 
  1. geniş görüş alanı olması virtüel kameranın yönsel olarak çevrilebilmesidir.

Transparan rendering lezyonun mide içersindeki global  oryantasyonunu sağlar.

GÖRÜNTÜLEME TEKNİĞİ:

 Midenin yeterli distansiyonu önemlidir. Eğer yeterli distansiyon sağlanamazsa mide lezyonları gözden kaçabilir dahası kollobe mide yanlışlıkla mide lezyonu sanılabilir.
6 g efervesan granüller az bir miktar su ile ağız yoluyla alınır ve mide şişirilir. hasta pron pozisyonunda yatırılarak midede yeterli distansiyon olup olmadığının anlaşılması için skenogram alınır
 4 dedektörlü BT protokolü:
• 4X2.5 mm kesit dedektor kolimasyonu
• 120 KV,145 mAs,1.5 mm rekonstrüksiyon intervali, 3 mm rekonstrüksiyon kalınlığı
• 15 mm/sn masa hızı,pitch 6
• Skenogram taraması mide bölgesini kapsayacak şekilde pron pozisyonunda alınır.
• Supin pozisyon taramadan önce gastrik distansiyonu çek etmek için gözcü (sucout) 2’inci imaj alınır.Bu görüntüye göre gerekirse efervesan granülleri ilave olarak yeterli distansiyonu sağlamak için oral yoldan alınır.
• Pron pozisyonunda ki taramada İV konstrast kullanılmaz. Oysa supin pozisyonda ki taramada 100 mm konstrast madde antekübital venden 3 mL/sn hızda verilir. Konstrast madde gasrik kanserin evrelendirilmesi ve diğer abdominal organların değerlendirilmesini kolaylaştırılır.
• Supin pozisyonda ki tarama 70 sn. sonra yapılır.

3 D GÖRÜNTÜLEME 
 İmajlar öncelike 2D aksiyal planda incelenir. Sonra 2D MPR yapılır. Hem pron hem de supin pozisyonda ki imajlar incelenir. Ardından CT gastrografi volüm rendering kullanılarak yapılır. 

Bu teknikler noninvaziv olarak mide duvarı ve mide lezyonunun extragastrik yayılımının değerlendirilmesini sağlar. Virtual gastroscopy ılımlı mukozal değişikleri ve mukozal lezyonların submukozal lezyonlardan ayrımına izin verir. Bunların aksiyel CT ‘de bulgu vermesi zordur. Virtüel gastroskopi erken gastritin bulumasında mideyi etkileyen malign ve benign durumların değerlendirilmesinde yardımcıdır.
Transparansi rendering fokal lezyonun midedeki global oryantasiyona izin verir.

EN SIK GÖRÜLEN GASTRİK LEZYONLAR


1.MUKOZAL LEZYONLAR:


1a. PolypsPOLİPLER

Genellikle rastlantısal,endoskopi %2 olarak tespit edilir.
En yaygın olanı hiperplastik polip (% 70) (ayrıca "inflamatuar polip de denir). gastrit zemininde gelişir ve gerçek bir tümör değildir.
Hastaların çoğu asemptomatik olmakla birlikte,
bulantı, kusma, mide ekşimesi veya gastrointestinal kanama ile presente olabilir.
Bu lezyonlar zamanla  geriler veya boyutu artırabilir. Hiperplastik polipler tipik olarak, soliter (vakaların üçte ikisi) ve 1 cm altındadır.
Ailesel adenomatöz polipozis olan hastalar
artmış bir risk taşır fundus düzeyinin displazi açısından. endemik adenomatöz polip var olan ülkelerde Mide kanseri daha sık görülür. Bunlar atrofik gastrit, ve intestinal metaplazi hem de ailesel
adenomatöz polipozis  ile ilişkilidir.antrumda daha sık görülürler.hiperplastik poliplerden daha büyüktür.

2a.GASTRİK ADENOKARSİNOMA:

·        Adenokarsinoma en sık gastrik malignensidir.

·        Maligng tümörlerin  %95’i oluşturur.

·        Pik prevelansını  50 ve 75 yaşları arasında yapar.

·        Prognozu  tümörün greydi ile ilişkilidir.

·        Agresif  olan bu tümörün 5 yıllık sağ kalımı %20 ‘den azdır.

·        Ancak erken gastrik kanser kürabıl lezyondur.5 yıllık sağ kalım oranı % 90’dan fazladır.

·        Erken tesis ve doğru evreleme bu nedenle önemlidir.

·        CT evreleme modelitesi olarak  şeçilir. Çünkü primer tümörün tanınmasında,  lokal yayılımın değerlendirilmesinde, nodal tutulumun ve metazların yaygınlığının saptanmasında önemlidir.

·        Virtual gastroscopy erken gastrik kanserin  teşhisinde  kullanışlıdır.

·        İlerlemiş gastrik kanser  en yaygın malign gastrik tümördür.Endoskopik US günümüzde tümörün preoperatif evrelenmesinde kabul görülmüş modalite olsa da yinede  CT’nin yerini alamamıştır. Çünkü lenf nodu yayılımı ve metastazı saptamada sınırlıdır.


2. SUBMUKOZAL LEZYONLAR: 


submukozal lezyonlar GİS duvarında lokalize olan  mezankimal hücrelerden kaynaklanır. Tıpkı gastroskopi ve endoskopik US da olduğu  gibi CT gastroskopi de    submukoza  ayrımına izin verir. submukozal lezyon üzeri normal mukoza ile örtülü iyi sınırlı kitle olarak tanımlanabilir,  ya da mukozal ülserasyona  sahip olabilir.
Endoskopik US intramural lezyon ve extrinsik kompresyonun ayrımında güvenilirdir.kistik solid, vasküler  lezyon ayırt edilebilir.


A. Gastro intestinal stromal tümör(GİST)


Gastrointestinal trakt duvarında ki mezenkimal hücrelerden kaynaklanan bu tümörler yaygın değildir.
Gastrointestinal traktta  en sık midede bulunur,mide tümörlerinin %2-3’ünden sorumludur.
İntertisyel cajal hücresi trozinkinas reseptörü exprese eder. Gastrointestinal trakt hücresinin progenitörü olarak kabul görülmüştür ve bu hücrede GİST tümörüne farklılaşmaktadır.
Leomiyoma,leomiyosarkoma,nörofibroma,şivanoma farkılaşır.
GİST %80 benign  %20 maligndir. CT ‘de GİST intramural kitle olarak görülürler. Tümör büyüdüğü için mukozanın yüzeyini  gerer ve ülser yapabilir.
CT ‘de GİST bulguları: büyük tümör çapı ekzofitik kitle ,santral nekroz kalsifikasyon içermesi nedeniyle maligniteyi düşündürebilir. Eğer tümör büyük ve ekzofitik ise orjin lokalizasyonunu bulmak zor olabilir.Eslik eden lap yaygın değildir.MPR  görüntüler ekzofitik büyüme paternini ,lap,organ metazlarında kullanışıdır.
Çoğu GİST düzgün sınırlı submukozal kitle lezyon olarak görünür.
Virtüal gastroskopi santral üseri ile birlikte düzgün sınırlı kitle mide duvarı ile dik yada biraz geniş açılı ve şeklinde görülmesinde izin verilir.
Endoskopik US submukozal tümörün orjin layerini gösterir.


B.GASTRİK LENFOMA 

hodgkin lenfoma gastrointestinal trakta mide en sık tutulan sahadır.
Gastrik lenfomalar infitratif,polipoit,nodüler yada ülser şeklinde görülebilir. Gastrointestinal traktta  eğer lezyonlar mide ile sınırlı  ise gastrik rezeksiyon tedavi şeçimidir.
Mucosa –associadet lymphoid tissue(MALT) lenfoma düşük greydli len nfomadır. Helikobakter plori ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Abdominal lenfoma öncesi incelemesinde CT primer görüntüleme modalitesidir. CTde  gastrik lenfoma sengmental ya da düfüz duvar kalınlaşması görülür. Lezyonlar sıklıkla adenokalsinomlardan ayırt edilemezler.siddetli gastrik duvar kalınlaşması, birden fazla  lezyon olarak görülür. Sıklıkla mide opstrüksiyonu,renal hilumun altına uzanan lap adenokarsinomdan ziyade  gastrik lenfoma lehine değerlendirilir. Ancak düşük greydli MALT lezyonları sığ gastrik duvar kalınlaşmasına neden olacağından BT de tanımlamaları sınırlıdır. Bu nedenle midenin teknik olarak iyi distandü edildiğine  dikkat edilmelidir. MPR ve CT gastroskopi özellikle ılımlı lezyonların tanımlanmasında yararlıdır.

Virtüal gastroskopi mukozal değişikleri(mukozal nodülaritesı ya da derin ülser,tek ya da multipil kitle rugal kalınlaşma genişlemis area gastrika) daha iyi değerlendirir.  Bu nedenle 2 D MPR ve CT gastroskopi erken teshisi destekleyebilir.

Endoskopik US gastrik lokal tümör değerlendirilmesinde daha kesindir. H.pilorinin basarılı eradikasyonun ardından düşük greydli lenfomalar regrese olur.
Regresyonun endoskopik US görünümü ise duvar kalınlığının normalizasyonu olarak tanımlanır.


C. Gastric Varisler.

Teşhisi önemlidir.  Polip ya da kalınlaşmış fold sanılabilir. Gastric varices : gastric fundusta thickened, tortuous folds ya da  lobule dolma defecti şeklinde görülür. Ayrıca portal hipertansiyon ve splenik ven oklüzyonunu gösterebilir.

Gastrik varisler kalınlaşmış tortioz ,foldlar ya da  fundusta lobüle dolma defekti şeklinde görülür.

CT  gastrik varis ve altta yatan nedenleri tespit etmede değerlidir.Gastrik varis kontrastlanan tübüler yapılar,gövde ve fundus boyunca uzanan vasküler yapılar şeklinde görülür. Ven odukları için  portal venöz fazda kontrastlanır.

Gastrik varisler yanlışlıkla eğer kontrast madde verilmezse gastrik kanser, gastrik duvar kalınlaşması ve perigastrik LAP ile karışabilir.

2D MPR ve aksiyel kesitte  varislerin orjin ve nedenini saptamada önemlidir.

Virtual gastroskopide kalınlaşmış foldlar , gastrik fundus düzeyinde , tortioz foldlar düzgün iyi tanımlı nodüler gösterilebilir.


Heterotropik pankreas:


Pankreasın   kuyruğu veya gövde kısmı  ile anatomik ya da vasküler devamlılığı olmayan pankreas dokusudur. Lezyonların çoğu gastrik duvarda diğer submukozal lezyonlara benzer şekilde oval yada raund kitle şeklinde görülür.

Virtüal gastroskopide mide antrumda  küçük geniş tabanlı genellikle raund yada oval submukozal kitle santral umbilikasyonu ile rudimenter pankretik kanal izlenir. Kitle genellikle 1-3 cm çapında midenin büyük kurvaturu boyunca sıklıkla antrumun plorik kanalın 6 cm mesafesinde yer alır.

Endoskopik  US  ilgili lezyonun  diğer submukozal mide duvarında ki lokalizyasyonu  ve diğer submukozal lezyonlardan ayırt edilmesine yardımcı olur.


Midenin  extrinsik kopresyonu 


Normal diğer organlar dalak,karaciğer,safra kesesi,böbrek,aorta bası yapabilir
Anormal lezyonlar: LAP,pankreatik psoudokist,  komsu organların malign tümörleri bası yapabilir


Akalazya 


Alt özefagial sfinkterde primer peristaltizmin yokluğu- inkoplet relaksasyonu ile karekteri özefagusun motilite bozukluğudur.

Çoğu hastada özefagusta ganglion hücresi yoktur, ki bu durum primer akalazya olarak adlandırılır.
Sekonder akalazya nedenleri ise mediastinal tümörler (gastroözefagial bileşke düzeyindeki malin tümörler).
MPR kesitler akalazya nedenini tespit etmede yardımcı olabilir. primer ya da sekonder akalazyanın ayrımı mümkün olabilir.
Primer akalazyada duvar kalınlaşması yoktur ya da azdır.Kitle yoktur.Distal öze fagusta düzgün daralma gösterir.
Sekonder akalazyada distal özefagusta asimetrik duvar kalınlaşması,kardiyada yumuşak doku kitlesi gösterilir.
MPR  skonder akalazya’da ki primer tümörün lokalizyazyonunu gösterir.
bazı olgularda kardia düzeyinde psoudokitle, midenin yeterli distandü olmadığı için görülebilir.

Hiatal hernia


 Hiatal hernia ,sliding hiatal hernia ,paraözefagial herni ve mix paraözefagial herni olarak sınıflandırılır.
Sliding herni gastroözefagial bileşke düzeyinin hiyatusun kranialine  displase olmasıdır. Sıklıkla gastroözefagial ferlü hastalığı eşlik eder.
Paraözefagial herni  : Gastroözefagial herni diyafragmanın altındadır. Ancak fundus bazende tüm mide özefagusla yan yana mediastumun içine migrete olur. Bu herni tipi potansiyel olarak yasamı tehdit edici olarak kabul edilir. Çünkü volvulus ,inkarserasyon ,strangülasyon riski taşır.

MPR hiyatal herninin ayırıcı tanısında kullanılır.
mixpara özefagial herni : Gastroözefagial bileşke ve midenin  büyük parçası mediastinuma migrete olmuştur.MPR hiatal  herninin klasifikasyonunda ,kompikasyonları göstermede kullanılır.--
KAYNAKLAR: 1. Ba-Ssalamah A, Prokop M, Uffmann M, Pokieser P, Teleky B, Lechner G. Dedicated multidetector CT of the stomach: spectrum of diseases. Radio- Graphics 2003; 23:625–644 2. Chen CY, Hsu JS, Wu DC, et al. Gastric cancer: preoperative local staging with 3D multi-detector row CT—correlation with surgical and histopathologic results. Radiology 2007; 242:472–478 3. Lee IJ, Lee JM, Kim SH, et al. Helical CT evaluation of the preoperative staging of gastric cancer in the remnant stomach. AJR 2009; 192:902–908 4. Kumano S, Tsuda T, Tanaka H, et al. Preoperative evaluation of perigastric vascular anatomy by 3-dimensional computed tomographic angiography using 16-channel multidetector-row computed tomography for laparoscopic gastrectomy in patients with early gastric cancer. J Comput Assist Tomogr 2007; 31:93–97 5.Pamela T. Johnson Karen M. Horton Elliot K. Fishman Hypervascular Gastric Masses: CT Findings and Clinical Correlates.AJR 2010; 195:W415–W420 6.Jung Hoon Kim, MD Hyo Won Eun, MD Dong Erk Goo, MD Chan Sup Shim, MD Yong Ho Auh, MDImaging of Various Gastric Lesions with 2D MPR and CT Gastrography Performed with Multidetector CT.RadioGraphics 2006; 26:1101–1118.
Devamını Oku



FAHR HASTALIĞI


GİRİŞ:
Fahr hastalığı (serebrovasküler ferrocalcinosis); bazal ganglionlar, serebellar dentat nukleus ve sentrum semiovalede idiopatik kalsifikasyon görülmesi ile karakterize  dejeneratif nörolojik bir hastalıktır.  Sporadik ve otozomal resesif formları olsa da , genellikle otozomal dominant geçiş göstermektedir.  İlk kez 1930 yılında Fahr tarafından tanımlanmıştır. Fahr hastaları kafa içi kalsifikasyonların varlığına rağmen hayatlarının ilk 20 yılında genellikle belirti vermezler. Klinik bulgular sıklıkla parkinsonizm, distoni, tremor, kore, ataksiye ek olarak demans ve duygu durum bozukluklarıdır

GÖRÜNTÜLEME BULGULARI:

En iyi tanı BT de özellikle bilateral bazal ganglion kalsifikasyonlarıdır. diğer lokalizasyonlar:  globus pallidus, putamen, kaudat nükleus, talamus serebellum (özellikle dentat nükleus), serebral beyaz cevher , internal kapsül (yandaki resimler)

MR bulguları: 

Hastalığın derecesine ve kalsiyum depozitlerinin miktarına göre MR’da T1 ve T2 ağırlıklı görüntülerde görünüm değişken olmakla birlikte normalde kalsifikasyon içeren bölgeler T1 ağırlıklı görüntülerde düşük sinyal ya da sinyalsiz alan olarak izlenmesi beklenirken, T1 ağırlıklı görüntülerde hiperintens, T2 ağırlıklı görüntülerde ise hipointens izlenebilir

AYIRICI TANI:

1. Fizyolojik yaşlanmaya bağlı bazal kalsifikasyonlar: genellikle globus pallidusta ve punktat kalsifikasyonlar şeklinde izlenir. Bazen ağır kalsifikasyonlar izlenebilir.
2.Bazal ganglion kalsifikasyonları çocuk ve adultlarda: genetik veya edinimsel olabilir.
3.Pathologic bazal ganglion kalsifikasyonları ( endocrinological,neuropsychiatric): paratroid hormon bozukluğunda fahr hastalığına benzer şekilde dağılım gösterir.  
KAYNAKLAR:
1. Ogi S et al: Imaging of bilateral striopallidodentate calcinosis. Clin Nuc1 Med, 27:721-724, 2002
2. Hempel A et al: PET findings and neuropsychological deficits in a case of Fahr's disease. Psychiatry Research, 108:133-140, 2001
3. Geschwind DH et al: Identification of a locus on chromosome 14q for idiopathic basal ganglia calcification (Fahr's disease). AmJ Hum Genet, 65:764-772,1999
4. Avrahami E et al: MRI and CT correlation of the brain in patients with idiopathic intracranial calcification. J Neurol, 241:381-384, 1994
Devamını Oku